27 Kasım 2017 Pazartesi

PISA 2015: Singapurlu Öğrenciler İşbirliğine Dayalı Problem Çözme Becerisinde de İlk Sırada!


PISA, 21 Kasım 2017 tarihinde ilk uluslararası “işbirliğine dayalı problem çözme değerlendirmesi” ile ilgili raporu yayınladı. Rapor, öğrencilerin problem çözmek için grup içinde çalışma becerilerini incelerken genç insanların problemleri çözme becerilerini geliştirmede eğitimin rolünü de keşfe çıkıyor.
PISA’nın raporuna göre Singapurlu öğrenciler sadece okuryazarlık ve matematik becerileri konusunda dünyanın en iyileri olmakla kalmıyor, aynı zamanda problemleri çözmek için birbirleriyle en iyi çalışabilen öğrenciler olmayı da başarıyor.
Singapur, Pisa’nın işbirliğine dayalı problem çözme üzerine yaptığı çalışmada, en yüksek puanı alırken (561), Japonya 552 puanla ikinci, Hong Kong ise 541 puanla üçüncü sırada yer aldı.
Türkiye ise 422 puanla 35 OECD ülkesi arasında son sırada yer aldı. 51 ülke arasındaysa sadece Peru, Brezilya, Karadağ ve Tunus’un önüne geçerek sondan beşinci oldu. Türkiye’den her 10 öğrenciden 6’sı, işbirliğine dayalı problem çözme becerisinde en düşük seviyede yer aldı. Rapor, Türkiye’de öğrencilerin grup çalışmasını sevmediğini de ortaya koydu, yalnız çalışmak yerine bir takımın parçası olmayı tercih edenlerin oranı yüzde 48’de kaldı. Bu, tüm ülkeler arasındaki en düşük oran.

PISA 2015 – İşbirliğine Dayalı Problem Çözme Becerileri Sıralaması

İLK 10
  1. Singapur
  2. Japonya
  3. Hong Kong (Çin)
  4. Kore
  5. Kanada
  6. Estonya
  7. Finlandiya
  8. Makao (Çin)
  9. Yeni Zelanda
  10. Avusturalya
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yürütülen Pisa, bize dünyadaki eğitim sistemlerine yönelik en geniş değerlendirme verilerini sunan tek ve dolayısıyla en etkili kurum olarak görülüyor. Geleneksel olarak okuma, matematik ve fen kategorilerinde testler yapan Pisa, ilk kez 2015 yılında öğrencilerin işbirliğine dayalı problem çözme becerilerini de ölçtü. Pisa’nın buradaki amacı, öğrencilerin 21’inci yüzyıl için gerekli işbirliği becerilerine sahip olup olmadıklarını ortaya çıkarmak.


“Okullarımızda takım çalışması ve öğrencilerin birbirleriyle çalışması konusunda öğrenme deneyimi yaratmak için farklı paydaşlarla birlikte çalıştık,” diyor Wei. “Bu tür deneyimlerin her öğrenciye yayılmasını ve hepsinin bundan tam anlamıyla fayda görmesini sağlamamız gerekiyor.”
En iyi performans gösteren öğrenciler, çeşitli kurallar dahilinde problemleri çözmek zorunda bırakıldı. Takım üyelerinin sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamaları, takımın ilerlemesini izlemeleri ve engelleri aşmak ve çatışmaları çözmek için inisiyatif kullanmaları gerekiyordu. Diğer katılımcı ülkelerden gelen öğrencilerin sadece yüzde 8’i bu düzeyde performans gösterebildiler. Öğrencilerden, kendilerine verilen çalışmaları tamamlamaları için takım üyeleri yerine geçen bilgisayar tabanlı karakterlerle etkileşime geçmeleri istendi.
Örneğin bu çalışmalardan birinde, öğrencilerin, üç kişilik bir takımın parçası olarak bir yarışmada hayali bir ülkenin coğrafyası, insanları ve ekonomisiyle ilgili soruları doğru cevaplamaları yer aldı. Öğrenciler, hangi konunun araştırılacağı konusunda kavga eden iki takım arkadaşı gibi sorunlarla baş etmenin en iyi yolunu seçmek zorundaydı.
Öğrencilere aynı zamanda, takım halinde çalışırken farklı bakış açılarını dikkate almaktan keyif alıp almadıkları gibi işbirliğine yönelik tutumları hakkında da sorular soruldu. Singapurlu 10 öğrenciden 9’u iyi birer dinleyici olduklarını ve sınıf arkadaşlarının başarılı olduğunu görmekten zevk aldıklarını dile getirirken, 10 öğrenciden 8’i takımların bireylerden daha iyi kararlar aldığına inandığını söyledi.
Singapur’dan toplamda 168 devlet ortaokulundan 5,825 öğrenci ve dokuz özel okuldan 290 öğrenci rastgele seçilerek Pisa değerlendirmesine katıldı.
Öğrenciler gerçek insanlarla işbirliği yapmadığı için “gerçek” bir ortamda geçmeyen çalışma, çeşitli kısıtlamaları içinde barındırsa da, işbirliği becerilerini ölçen ilk ve tek çalışma olarak çok değerli.

PISA 2015: Kızlar İşbirliğine Dayalı Problem Çözmede Daha İyi

Bulguları derinlemesine incelediğimizde başka sonuçlara da ulaşmak mümkün. OECD’nin eğitim ve beceriler bölümü direktörü Andreas Schleicher, kızların erkeklerden büyük bir farkla daha iyi performans gösterdiklerini dile getirdi. Pisa’ya katılan ülkeler arasında kızlar 29 puan daha yukarıda yer aldı.
“Kızlar ilişkilere daha fazla önem veriyor, daha iyi dinliyor ve farklı görüşlere saygı gösteriyorlar gibi görünüyor. Tüm bunlar işbirliğine dayalı problem çözmede başarılı olmak için çok önemli. Bunu kızların daha iyi yaptığı çok net,” diyor Schleicher.
Yine Pisa 2015 sonuçlarına göre yüksek başarı gösteren öğrenciler, okuldan sonra her gün ebeveynleriyle konuşan öğrencilerdi. Bu çocuklar, ebeveynleriyle her gün konuşmayan öğrencilere göre 21 puan daha fazla aldı.
“Öğrenciler etkileşime ve insanlarla birlikte çalışmaya daha fazla maruz kaldıklarında, yapıcı ve işbirlikçi bir şekilde katkıda bulunma becerileri de gelişiyor. Ebeveynlerin çocuklarıyla düzenli iletişim kurduğu, çocukların hayatlarına ve büyümelerine yakın ilgi gösterildiği evlerde de aynı şey oluyor, ” diyor Sng Chern Wei. “Zaman içinde çocuklar başka insanların bakış açılarına daha fazla önem vermeye ve bir grup ortamına daha fazla katkı sağlamaya başlıyor.”
Schleicher’e göre güçlü akademik performansın bedeli daha zayıf sosyal ilişkiler olmamalı ve Singapur’un aldığı sonuçlar bunu kanıtladığı için çok önemli.
Schleicher, beden derslerinin ve fen derslerinin işbirliği yapma ve sosyal becerileri güçlendirmeyi sağlayabileceğini ekliyor. Fen derslerinde laboratuvarda birlikte çalışırken, fiziksel faaliyetlerde bulunan öğrenciler güçlü ilişkiler kurmaya karşı daha pozitif bir tutum geliştirebiliyor. Belki bu yüzden spor iyi bir takım aktivitesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder